
1. Bu Musibetin Sebebinin Ne Olduğunu Tefekkür Etmeliyiz▼
İnsanların elleriyle kazandıkları (günahlar) sebebiyle, karada ve denizde bozgunculuk baş gösterdi. Belki (İslam’a) dönerler diye (Allah), yaptıklarının (cezasının) bir kısmını onlara tattırmaktadır. (30/Rûm, 41)
Kâinat, bir bütün olarak Allah'a teslim olmuş ve sadece O'na (cc) kulluk etmektedir. İnsan, kâinatı kullukla Allah'a bağlayan zincirin bir halkasıdır. Hâliyle; bu zincirin tek akıllı/iradeli halkası olan insan kulluktan yüz çevirdiğinde, sistem aksamakta düzen bozulmaktadır.
2. Şirk Dahil Küçük/Büyük Günahlarımızdan Tövbe Etmeliyiz▼
"Dedi ki: "Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülüğün (Allah’ın rahmetinden önce azabın) gelmesi için acele ediyorsunuz? Allah’tan bağışlanma dileseniz ya, umulur ki merhamet olunursunuz." " (27/Neml, 46)
"İman eden ve imanlarına zulüm/şirk bulaştırmayanlar (var ya); işte bunlara (Allah’ın azabından) emin olma vardır. Ve onlar hidayete erenlerdir." (6/En'âm, 82)
Günahsız bir insan ve topluluk yoktur. Buna rağmen en büyük cürüm olan şirk ve diğer günahlarımızdan tövbe etmeliyiz. Bunun için de yaşamımızdaki kulluk problemlerimizi acilen tespit etmeliyiz.
3. İslam'ın Emirlerini, Yaşamımızın Her Alanında Uygulamalıyız▼
Abdullah b. Ömer (ra) şöyle demiştir:
"Resûlullah (sav) bir sefer bize yönelerek şöyle buyurdu: "Ey Muhacirler topluluğu, beş şey vardır ki onlarla imtihan olunduğunuzda (hiçbir şey kalmaz her şey bitmiş olur) sizlerin o döneme erişmesinden Allah'a sığınırım. Onlar şunlardır:
-
Bir toplumda fuhuş o kadar ileri gidecek ki gözler önünde yapılmaya başlanacaktır. (Bu toplumlarda) Taun hastalığı ve önceki toplumlarda görülmeyen hastalıklar yaygınlaşır.
-
Ölçü ve tartıya riayet etmeyen her toplum kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki idarecilerin zulmüyle cezalandırılır.
-
Mallarının zekâtını vermeyen her topluma yağmur gönderilmez, hayvanlar olmasa onlara yağmur da yağdırılmaz.
-
Allah'a ve Resûlü'ne verdikleri sözü tutmayıp (kulluk) ahdini bozanların başına, Allah kendilerinden olmayan kimseleri musallat eder ve o düşmanlar, onların elindekilerin bir kısmını alır.
-
Devlet yetkilileri Allah'ın Kitabı ile hükmetmeyip Allah'ın indirdiklerinden işlerine geleni seçip onları uyguladıklarında Allah onları kendi içlerinde sıkıntıya sokup fitne ve anarşi ile azaplandırır." (İbni Mace)
Yeryüzünde var olan emniyet/eman yüce Allah’ın birey ve topluma bahşettiği en büyük nimetlerden biridir. Emniyetin yokluğu olan kaos ve karışıklık ise yüce Allah’ın (cc) toplumlara O'nun emirlerinden yüz çevirdikleri için indirdiği bir ceza, çetin bir azaptır.
4. Allah'tan Emniyet/Korunma Talebinde Bulunmalıyız▼
Resûlullah (sav) her sabah ve akşam şu duayı okumayı terk etmezdi:
"Allah’ım beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üzerimden gelecek her türlü tehlikeden koru. Altımdan gelecek tehlikelerden de senin büyüklüğüne sığınırım." (Ebu Davud, İbni Mace)
5. Allah'a Hakkıyla Tevekkül Etmeliyiz▼
Maddi ve manevi tedbirlerimizi aldıktan sonra hakkımızda var olabilecek olan her duruma sabır ve rıza göstererek Allah'a tevekkül etmeliyiz.
"Ey iman edenler! Tedbirinizi alın..." (4Nîsa, 71)
"Şayet müminlerseniz yalnızca Allah’a tevekkül edin." (5/Mâide, 23)
6. Toplumsal Bir Olayda Gevşek Davranmamalı ve Panik de Yapmamalıyız▼
"Ey iman edenler! Tedbirinizi alın..." (4Nîsa, 71)
"Kişiye her duyduğunu söylemesi yalan olarak yeter." (Müslim)
Tüm dünyayı etkilemiş olan bu musibete basit bir gözle bakmamalı, bu durumu eğlence/espri hâline getirmemeli ve maddi ve manevi tüm tedbirlerimizi almalıyız. Böylesi durumlarda insanların arasında korku ve paniğe sevk edici haberleri yaymamalıyız.
7. Toplumun Islah Olması İçin Çaba Göstermeliyiz▼
"Müminlerin annesi, Ümmü’l Hakem Zeyneb binti Cahş'ın (r.anha) anlattığına göre, Nebi (sav) korkudan titreyerek onun yanına girdi ve:
"Allah’tan başka ilah yoktur. Yaklaşan şerden dolayı vay Arap'ın hâline! Bugün Ye’cûc ve Me’cûc’un seddinden şu kadar yer açıldı" buyurdu ve baş parmağı ile şehadet parmağını birleştirerek halka yaptı. Bunun üzerine ben:
– Ey Allah’ın Resûlü! İçimizde salih/iyi (insanlar) olduğu hâlde helak olur muyuz, dedim.
– Kötülük ve günahlar çoğaldığı vakit, evet, buyurdu."
8. Kulluk Bilincini Diri Tutarak Bu Musibetten İbret Almalıyız▼
İlahi kudretin bir sınırı yoktur. İrade ettiği her şey, O’nun (cc) kudretine boyun eğer ve emrine ram olur. Yaksın diye yarattığı ateşi; yakmayan, güllük gülistanlık bir serinliğe çevirebilir. Ya da yüzyıl boyunca ölü kıldığı bir adamı sapasağlam bir şekilde uyandırabilir.
O (cc) dilerse huzur ve esenlik içinde yaşayan bir toplumu, fitne ve kaosa düşmüş bir topluma çevirebilir.
Olaylara dünyevi sebepler açısından bakmayıp her şeyin Allah’ın izni ve iradesine bağlı olduğunu, hiç kimsenin Allah’ı (cc) bir şeye zorlayamayacağını unutmamalıyız.
Biliriz ki; Rabbimiz kullarını sever, onlara karşı merhametlidir, onların görmediğini görür, bilmediğini bilir. Kul, O’nun (cc) takdirini anlayamasa da, hikmetleri göremese de, O’nun (cc) iradesine gönül rahatlığıyla teslim olur.
"De ki: "Allah’ın yazdığından/takdir ettiğinden başkası başımıza gelmez. O, bizim Mevlamızdır. (Öyleyse) müminler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler." " (9/Tevbe, 51)
KORONAVİRÜS İLE MÜCADELEDE ALINABİLECEK MADDİ TEDBİRLER İÇİN TIKLAYINIZ